*Hasan ÇERÇİOĞLU yazdı...
Çevremiz bir ateş çemberi altında. “Ha bugün ha yarın bize de bulaşacak” korkusuyla yaşıyorum. Dışarıda savaş, içeride ise faşizm kol geziyor. Her gün ya bir belediye başkanı tutuklanıyor ya da bir gazeteci gözaltına alınıyor. Son aldığım habere göre, Fatih Altaylı da gözaltına alınmış...
2023 yılında Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) tarafından yayımlanan rapora göre Türkiye’de 13 gazeteci tutukluyken, bu yıl bu sayı 43’e çıktı. Türkiye, dünyada en çok tutuklu gazetecinin bulunduğu ülkeler arasında ilk 10’da yer alıyor. Basın, artık yasa yoluyla baskı ve korku aracı hâline getirildi. Gazete ve dergi yayınları engelleniyor, televizyon kanallarına cezalar veriliyor...
Elbette tüm bunlara rağmen, yiğit gazeteciler hâlâ var. Ancak sayıları az. Bu nedenle sadece gazeteciler değil; meslek odaları, sendikalar, demokratik kitle örgütleri, hatta köy dernekleri bile faşizme karşı dik durmalı. Güçlü bir ses çıkararak demokratik mücadele vermeliler...
Suriye’de kırk farklı terör örgütü birleşip laik bir yönetimi devirdi ve yönetimi ele geçirdi. Oysa bugün ülkemizde kırkı aşkın sol ve sosyalist parti var. Peki neden birleşemiyorlar? Neden faşizme karşı tek bir çatı altında toplanmıyorlar? Neden özgürlük, eşitlik ve bağımsızlık uğruna bir başkaldırı göstermiyorlar? Oysa bu, hem kendi varlıklarını sürdürmek hem de ülkenin menfaatleri açısından zorunludur...
Bu dar zamanda; aydınlar, gazeteciler, yazarlar, şairler ve tiyatrocular bu faşist düzene karşı bir araya gelip dimdik durmalıdır. Faşist iktidar şunu bilmelidir ki: Bütün çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelişini asla engelleyemezsiniz.
*Yazar...