Tahir ŞİLKAN yazdı…
Mekteb-i Mülkiye'deki öğrenimini hastalık nedeniyle yarıda bırakan Hüseyin Rahmi Gürpınar 19 Ağustos 1864, İstanbul doğumludur. Kendi kendini yetiştirmiştir…
1887 yılında gazete yazarlığı ile başlayan yazarlık yaşamı, seksen bir yıl önce, 8 Mart 1944'de ölünceye kadar devam etmiştir...
Ömrünün son yirmi beş yılını geçirdiği Heybeliada'da ölmüş ve oraya gömülmüştür. Müze yapılan evi bürokrasi tartışmaları sonucunda kapatılmış bütün çabalara, kamuoyunda ısrarla yürütülen kampanyalara karşın yeniden açılmamıştır.Türk Edebiyatının ustası yazara yapılan bu büyük saygısızlık umursamaz bir tutumla sürdürülmektedir...
***
Tüm yaşamı (milletvekilliği(1936-1943) dışında) İstanbul'da geçen Hüseyin Rahmi Gürpınar eserlerinde, İstanbul'da geçen, canlı, renkli insan hikayeleri anlatmıştır. Müthiş bir gözlem gücüyle yazdığı kitapları gerçekçidir. Alaycı bir biçemi vardır. Bu alaycı üslupla güldürdüğü kadar eleştiren-düşündüren-hicveden Gürpınar'ın, karakterlerini olması gerektiği gibi konuşturan diyaloğa dayalı sürükleyici bir anlatımı vardır...
Eserlerinde; toplumdaki hurafelere-cin-şeytan-peri-cadı-hayalet hikayelerine olan inancı hicveden Gürpınar, toplumu aydınlatmayı amaçlayan, çok iyi gözlemlediği insanların hayatını, yaşadıkları köşk, konak, yalı ve kenar mahalleleri katarak anlatmıştır...
Onun romanlarında toplumun her kesiminin hikayeleri anlatılmıştır. Çingeneleri anlatan hikayeleri gerçekçi ve etkileyicidir. Fransız edebiyatından ve özellikle Maupassant'dan fazlasıyla etkilenen Gürpınar'ın çevirileriyle de edebiyatımıza önemli katkı sağladığı unutulmamalıdır…
***
Şık, Mürebbiye, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Şıpsevdi, Metres, İnsan Önce Maymun muydu? Dünyanın Mihveri Kadın mı?, Evlere Şenlik, Kaynanam Nasıl Kudurdu, Utanmaz Adam ile Gulyabani en bilinen eserleridir...
Eserleri sinemaya da uyarlanan Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın romanları yeni baskılarla okurlarını bekliyor...
NOT : Bu yazı Tahir ŞİLKAN'ın Facebook sayfasından alınmıştır...
