Prof. Dr. Doğan GÖÇMEN...
CHP’nin tasfiye süreci devam ediyor. Bunun bir bütün olarak şimdi yapılamayacağı anlaşıldı. Kısmı geri adım atılıyor, çünkü biraz daha zamana ihtiyaç olduğu anlaşıldı. DEM Partinin olduğu gibi CHP’nin de halktan olan halkçı tabanı yeni gereksinimlere göre sisteme entegre edilemiyor. Kılıçdaroğlu, CHP’nin başkanlık koltuğuna genel kurulu toplamak üzere değil, koltuktan inmemek üzere, koltuğa ömür boyu çökmek üzere geliyor...
Hükümetin yardımıyla Özgür Özel’in başkanlık hakkına ve İmamoğlu’nun cumhur başkanlığı adaylığına çökmek üzere geliyor. Bunu yaşı nedeniyle sürdüremediği yerde, kendisinin yerine kendisi gibi birisine devretmek üzere getiriliyor koltuğa.
Zaten partilerde gerçekten kongrelerin yapıldığı, gerçek meselelerin konuşulduğu, çözüm önerilerinin geliştirildiği, kısa, orta ve uzun erimli kararların alındığı, makamlara ve kurumlara kişilerin gerçekten seçildiği dönemler çoktan kapandı. Kongreler kişiler için önceden planlanmış gösterilere dönüşen etkinliklerden başka bir şey değildir artık...
Felsefedeki “modern mantık” diye öğretilen uyduruk mantık gibi sonucu önceden belli herkese eziyet anlamına gelen kongreler bunlar. Sadece gösterinin aktörleri tatmin buluyor, çünkü sınırsız egolarına ve hırslarına sonsuz eylem alanı sunuyor bu etkinlikler.
Kılıçdaroğlu başkanlık yaptığı 13 yıl içerisinde toplumun dinselleştirilmesi ve islamileştirilmesi, konusunda hükümetin tek başına hiçbir şekilde ve hiçbir zaman yapamayacaklarını yaptı. Bay Kemal eksik kalanı yarım kalanı tamamlamak üzere makama çöktürülüyor...
CHP’nin zaten epey törpülenmiş kurucu değerlerinden tamamıyla arındırılıp uluslararası sermayenin yeni döneminin gereksinimlerine göre düzenlenmiş yeni partisi olarak yeniden kurulması konusunda da hükümetin tek başına hiçbir zaman başaramayacağını gerçekleştirmek üzere geliyor bay Kemal. Şimdi, “ben Kemal, geliyorum” diyerek gelmiyor. “Bay Kemal” olarak geldiriliyor...
CHP, “yaşlı” Kılıçdaroğlu’nun eliyle genç “eski” kafalardan arındırılacak, böylece eskinin yeni koşullarda devamının garantisi bu bakımdan da sağlanacak.Halkta 25 yıldır birikmiş öfke son bir iki ayda açığa çıktı, söze geldi. İstanbul’da öğrencinin, Konya’da köylünün, Gaziantep’te, İzmir’de ve başka birçok yerde işçinin birikmiş öfkesi açıkça görünür oldu ve bu öfke cesur önderlerini de yarattı...
Hükümet, öğrenciyi kaybetti, köylüyü kaybetti, işçiyi kaybetti, oy potansiyeli olarak en çok dayandığı esnafı kaybetti. Birikmiş bu öfkeyi hükümetin tek başına yönetmesi, demoralize etmesi, bastırması mümkün değil. CHP’ye ihtiyaç var. CHP, bu amaçla, kısmen Baykal, ama özellikle Kılıçdaroğlu döneminde yaratılmış, hiçbir etik kaygısı olmayan yeni tip “sosyal demokratlar” ile sisteme entegre edilecek...
Bunun için gerekirse “İmamoğulu’ları” betona gömülecek, “Özel’ler” devrilecek, “Yavaş’lar evlerine gönderilecek.Son altı aydır CHP’de yaşananların, tablonunun büyüğüne bakınca anlamı budur...
