Hasan BİLDİRİCİ yazdı...
Fotoğraf : Evrensel Gazetesi…
Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı Mehmet Uçum, namı diğer Uçurum Memo; bu süreçle ilgili, anayasadan bağımsız, özel bir kanun çıkarılmasını önerdi. Mehmet Uçumun önerisi şöyle:
TBMM’de kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun geçiş sürecinin hukukuna dair bir perspektif oluşturması gerektiğini söyledi. Uçum, mevcut yasalara ekleme yapılması yerine, sürece uygun ayrı ve özel bir “geçiş süreci kanunu” çıkarılmasının en isabetli çözüm olacağını belirtti...
"Genel kanunlar içinde özel düzenlemeler yapmak eşitlik yönü dahil hukuki tartışma çıkarır. Bu yüzden mevcut duruma uygun ayrı ve özel bir ‘geçiş süreci kanunu’ çıkarılması en isabetli çözüm olur.” dedi...
Benim aylardır söylediğim bu.Türkiye'nin öncelikle özel ve geçici bir kanuna ihtiyacı var. Bu geçici kanun savaş durumunun sonuçlarını ortadan kaldıracak. Geçici bu kanunda PKK'lilerin durumu netleşecek. İçerideki PKK'liler serbest bırakılacak, Demirtaş ve arkadaşları serbest kalacak...
Kürt sorunun anayasal bir sorun olarak tarışılabilmesi için ara bir soluk almak şart. PKK'liler dağda ve zindanda, Demirtaş ve arkadaşları hapisteyken komisyonun sürdürdüğü yeni anayasa çalışmaları peşinen sakat halde kalacak...
Çünkü anayasa çalışmaları geneldir. Anayasa çalışmalarında hedeflenen nedir? Türk'lerin ve Kürt'lerin işine yaramayan tek tipe dayalı daraltılmış kimlikten kurtulmak... Toplumların farklı özellikleriyle yaşamasını sağlamak. Eşitlik ve adalete dayalı yeni bir hukuk sistemi kurmak... Ancak bu genel kavramlar, savaşın pratik ve acil sonuçlarını ortadan kaldıracak hiç bir madde içermemiş olacak...
Bu nedenle geçici bir kanuna ihtiyaç var. Geçici kanun da Kürt sorunundan kaynaklı haklı isyan itirazının kabul edilmesini ve bundan dolayı devlet tarafından mağdur edilmiş veya buna isyan etmiş insanların yaşadığı sıkıntıların bertaraf edilmesini içerir. Daha açık deyimle savaşı bitirmiş olan PKK'lilerden siyasal sürece dahil olmak isteyenlerin bunu rahatça yapabilnesi gerekir...
Bunlar olunca ortam yumuşar ve yeni anayasa ve ona bağlı kanunlar daha stressiz tarışılıp sonuçlandırılabilir. Kürt ve Türk sorununun çözümüne daha mantıklı bakılabilir...
Ancak Mehmet Uçum bir noktada hileli davranıyor. Erdoğan'ın yapması gereken işi komisyonun üstüne atıyor. Danışmansa Erdoğan'ı doğru yönlendirmesi gerekir. Böyle geçici bir kanuna ihtiyaç varsa, ki var; bu geçici kanunu çıkarmak Erdoğan'ın toplam bir gününü alır ve onun işidir. CHP liderini çağırır, ilgili birimleri çağırır, konuşur, anlaşır ve geçici kanunu imzalayıp yürürlüğe sokar. Ancak bunu yapmıyorlar, sorunu maşayla tutmuşlar, birbirlerine atıp tutuyorlar. Korkuyorlar...
Takip ediyorsunuz, azımsanmayacak bir Kürt kesimi hala bu süreci kandırma süreci olarak görüyor. Ben onlara haksızsınız diyemiyorum. Kandırma konusunda Türk devletinin sicili oldukça kirli. Cumhuriyetin felsefesi zaten kandır ve bastır üzerine kurulu...
Kürt'leri yüz yıl böyle idare ettiler. Ancak şimdi idare edemiyorlar. Bastıramıyorlar ve kandıramıyorlar. Sütten ağzı yanan Kürt'ler buz gibi yoğurdu da üfleyerek yiyor. Bazı Kürt'ler ısrarla PKK'nin bedeli ağır ve geleceği olmayan dağ savaşını olası kandırma sürecine dahil etmek istiyor. Süreçli veya süreçsiz, PKK'nin dağ savaşı bitmiştir artık. Bu süreç başarısız olsa da PKK dağ savaşına geri dönmeyecek ve devlet saldırıları sürerse Kürtler değişik savunma mekanizmaları devreye sokacaktır. Vicdansızlık ve adaletsizlik varsa isyan Kürt'ler için bir hak olarak kalacaktır...
Sürecin başarısız olması durumunda bunu Kürt'lerin kandırılması olarak değil, Türk'lerin kendilerini kandırması olarak değerlendireceğim. Eskiden kandırıp 50-100 yıl işi götürüyordu. Şimdi kandırarak iki yılı götürme güçleri yok...
Papatya falı bakmıyoruz efendim. Bütün ağırlığıyla Kürt ve Kürdistan sorunu Türkiye'nin üstüne çökmüş, bunu hatırlatıyoruz ve insanca, bu işin gereklerini lütfen yerine getirin diyoruz...
Gereklerini yerine getirmezseniz İran, Irak ve Suriye örnekleri karşınızda duruyor...
Kürt'ler sadece eşitlik ve adalet istiyor, bunun ne anlama geldiğini aslında bizden iyi biliyorsunuz...
Lütfen kıvırmayın, yüzyıldır tek başınıza dans ediyordunuz, o bitti, dans en az iki kişiyle yapılır...
