DİDF : 1 Eylül 2025 Dünya Barış Günü: Silahlanmayı ve savaşları durduralım!
1 Eylül 1939’da Almanya’nın Polonya’ya saldırısıyla ikinci dünya savaşı başladı. Bu savaş 60 milyondan fazla insanın hayatına mal oldu. 1957’den beri Almanya’da 1 Eylül, "Savaşa Karşı Mücadele Günü" hem anma ve hem de tarihi hatırlatma günüdür...
Bugün, 86 yıl sonra, dünya yeniden tehlikeli bir şekilde savaş, şiddet ve militarizme doğru sürükleniyor. Dünyanın yeniden paylaşımı kavgası son yıllarda büyüyor ve sertleşiyor. Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya saldırısı bu süreçte bir katalizör rolü oynadı. İşbaşındaki ampel hükümeti için bu saldırı, sınırsız bir şekilde silahlanmak için fırsat oldu. 2024 yılında dünya çapında 2,7 trilyon dolar silahlanmaya harcandı. Bu yıl ve gelecek yıllarda silahlanma yarışı artacak ve silahlara yatırılan paralar daha da yükselecek...
Ukrayna’daki savaş derhal bitirilmelidir!
Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya saldırısından bu yana binlerce insanın hayatını kaybettiği, daha da fazlasının ise yaşam olanaklarını ve geleceğini kaybettiği acımasız bir savaş sürüyor. Fakat NATO ve AB, ciddi diplomatik girişimler yerine bugüne kadar silah sevkiyatı ve her türlü destekle savaşı tırmandırmaya devam etti. Rusya da aynı şekilde savaşı acımasızca sürdürüyor. Son haftalarda savaşı diplomatik görüşmelerle bitirme çağrıları yükseliyor. Ancak Trump ve Putin’in Alaska’daki tartışmalı görüşmesi ne savaşı bitirdi ne de ateşkese yol açtı...
Özgür Filistin için!
7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısından bu yana İsrail, Gazze’de korkunç bir soykırım gerçekleştiriyor. Resmi rakamlara göre 18 bini çocuk olmak üzere 6o binden fazla insan hayatını kaybetti. İnsani yıkım tarif edilemez boyutta. Tüm Filistin kıyı şeridi İsrail’in kontrolüne alınmak isteniyor. Bugün hâlâ yüz binlerce insanın yaşadığı Gazze şehri işgal edilmek isteniyor. Tüm Filistin halkı kaçıyor, sistematik olarak aç bırakılıyor ve İsrail ordusunun vahşetlerine maruz kalıyor...
Son dönemlerde dünyada İsrail hükümetine karşı protestolar büyümesine rağmen, AB parlamentosu hâlâ Netanyahu hükümetine karşı nasıl bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini tartışıyor. Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in İsrail’e artık silah satmayacağını duyurması, protestoların baskısı ve sosyal medyada inkâr edilemeyen soykırım görüntüleri sayesinde gerçekleşti. Fakat Alman hükümetinin bu karara sadık kalıp kalmayacağı şüpheli...
Bu soykırım derhal sona ermelidir. Sadece saldırıların ve bombalamaların durması yetmez. İsrail ve müttefikleri sorumlu tutulmalıdır. Filistin yeniden inşa edilmelidir. Netanyahu ve suç ortakları uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır!
Alman hükümetinin savaş kışkırtıcısı politikalarına hayır!
Özellikle Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından sonra korkunç bir savaş ve silahlanma propagandası başladı. "Ukrayna’nın savunma yeteneği güçlendirilmeli ve Rusya yenilmelidir"denildi. Asıl hedef ise; yalnızca saldırıya karşı savunma yeteneği değil, Almanya’nın savaş yeteneğinin de garanti altına alınmasıdır. Buna karşı çıkanlar ise "Putin taraftarı"ya da "pasifist" olarak damgalandı. Savaş lobileri, medyaları aracılığıyla da savaş yanlısı fikirlerini güçlendirmeye çalışıyorlar...
Ancak savaşın bir politika aracı haline gelmesi normalleşmemelidir. Bunun için militarizasyon ve silahlanma da normalleşmemelidir. Ancak Almanya’daki devasa silahlanma planları tam tersine işaret ediyor. Bir yandan korkunç derecede silahlanılırken, sosyal hakları kısıtlanan halkın bu savaş politikasını kabullenmesi bekleniyor...
Ama biz buna razı değiliz! Hayatın her alanında – işyerinde, okulda, üniversitede ya da mahallemizde – savaşa ve silahlanmaya karşı duruyoruz!
Dünya halklarının, bizim de içinde bulunduğumuz, egemenlerin savaşlarından kazanacağı hiçbir şey yoktur, ama kaybedecek çok şeyi vardır...
Bu nedenle 1Eylül’de bir kez daha haykırıyoruz: Savaşa Hayır – Yaşasın Uluslararası Dayanışma!
NOT : Bu yazı DİDF'in sayfasından alınmıştır…
Fotoğraf : Meryem Ebu Dagga…
