Sosyalizm ve Yordam Kitap...

Sosyalizm ve Yordam Kitap...

 

Prof.Dr.İzzettin ÖNDER yazdı...
[email protected]
Fotoğraf: Evrensel Gazetesi...

John Smith’in 21. Yüzyılda Emperyalizm adlı kitabı, Monthly Review geleneğinin kurucuları olan Paul M. Sweezy, Paul A. Baran ve Harry Magdoff’un katkılarını onurlandırmayı amaçlayan 2014’te kurulan ödülü kazanmıştır. Bu kitap, üç gün önce yeni yerinin kutlamasının yapıldığı Yordam Kitap tarafından basımı yapılan yeni kitaptır.

Geçtiğimiz çarşamba günü, Yordam Kitap’ın Cihangir’deki yeni yerinde bir dostlar kutlaması yaşadık. Yordam Kitap ve dostları, köpeklerin bağlandığı hırsızların salındığı vadide hızla ilerleyen kapitalizmin tüm olumsuz etkilerine rağmen büyük bir irade ile ilerleyen bir vahadır. 

Paul M. Sweezy’den söz etmişken, kapitalizmin nasıl tüm kurumları üstyapı konumuna evirerek emrine almasının hatırlatılması hepimizde hafıza tazelemesine yol açabilir, diye düşünüyorum. Bir zamanların, hatta günümüzün de ünlü Harvard Üniversitesinde geçmişte çok ünlü bir iktisat profesörü vardı. Gel zaman git zaman o ünlü Harvard Üniversitesi dönemin ünlü profesörünün işine son verdi. Bu Profesör Paul M. Sweezy idi, işten atılma sebebi ise Sweezy’nin sosyalist olması idi. Paul M. Sweezy, Harvard’dan atıldıktan sonra, Paul A. Baran ile bir araya gelerek, insanlığın aydınlanması yolunda çok önemli çalışmalar yaptı. Bunlardan biri de bu iki zatın yayınladıkları Monopoly Capital adlı kitap oldu. Bu kitap, özellikle bizler gibi kalkınmakta olan ekonomiler için önemi büyük olmuştur. Zira bu kitap, İkinci Paylaşım Savaşı ertesinde kurulmuş olan Dünya Bankası fonları ile kalkınma kitabı yazan ünlü profesörlerin kasıtlı olarak ihmal ettikleri bir konuyu bizlere öğretti. Öz olarak, Monopoly Capital adlı kitabın bizlere öğrettiği şudur: Mealen, günümüzün kalkınmış ekonomilerinin, günümüzün geri bıraktırılmış ekonomileri pahasına kalkınmayı gerçekleştirmiş olduğudur. İşte sömürücü emperyalizm!

Kapitalizmin her şeyi metalaştırması ve kendi yönünde kullanmasına rağmen, çok şanslıyız ki, insanlığı, insanın haysiyet ve onurunu düşünme yetisini kaybetmemiş akademisyenler de bulunmaktadır. Bunlardan harika bir örneği, geçen yıllarda kaybettiğimiz John Weeks oluşturur. Weeks’in, saygın anısını anarak bir ifadesini burada kaydetmeden geçemeyeceğim. Weeks der ki, Orta Çağ’ın kilise zulmü altında nasıl insanların özgür düşünme ve bilgi üretme kapasitesi baskılanıyor idi ise, gümümüzün ana akım iktisat öğretisinin bilimsel görüntüye bulanmış ifade ve kavramları da aynı etkiyle beynimizi dumura uğratarak, insanlığın geleceğini aydınlatabilecek şekilde özgür düşünmemizi engellemektedir.

Deleuze ve Guattari kapitalizmi şizofrenik doku olarak inceler. Materyalist psikiyatrinin kurucusu Reich de faşizmin kitleler tarafından nasıl bir psikolojik dürtü ile arzulandığını ortaya koyar. Marx’ın sermayedarlar için “mezar kazıcıları” ifadesini kullanması da kulaklarda iken, nasıl oluyor da insanlığın ve medeniyetin aleyhine bu sistemin böylesi sürgit devam ediyor olması, ayrı bir inceleme konusudur. Benzer şekilde sermayenin ekonomik gücünün nelere kadir olabileceğini Örtülü Zorunluluk olarak çevirebileceğimiz Soren Mau’nun kitabından öğreniyoruz.

Kapitalizm, devlet, hukuk, örf ve âdet ve eğitim-kültür yaşamını dahi birer üst yapı olarak sürüklerken, yazım ve basım dünyası da bundan masun kalamazdı, nitekim kalmamaktadır. İşte Yordam Kitap’ın harika ve yılmaz çabası da böyle bir dünyada yazarlara ve okurlara alan açan fevkalade önemli, fakat tüm aksi seyreden durumlar karşısında da bir o kadar da güç bir çabadır. Bu çaba tüm bu alanda eser veren düşünce ve yazım elemanlarına olduğu kadar, okurlara da çok büyük bir hizmet sunmaktadır.

Yordam Kitap, bu dönülemez yolda ilerlerken bugün tam farklı ve zıt yönde eğilime sahip ana-akım iktisat yazınlarına, bu konularda yazanlara ve okumayan halk yığınlarına karşı bir meydan okuyuş sergilemektedir. Bu yönü ile Yordam Kitap, salt Türk halkına değil, fakat beslediği düşünce ve fikir üretme sistemi ile tüm dünya sol camiasına da çok büyük bir katkı yapmaktadır. Meseleye böyle geniş açıdan bakıldığında, Yordam Kitap’ın katkısının adeta iğne ile kuyu kazmak olduğunu söyleyebiliriz. Fakat bu çaba o deneli kutsal ve ahlaklıdır ki, fikren hazır halkımıza olduğu kadar, ondan da öte ve özellikle de emekçi kesimlerimizde oluşabilecek sosyal yumuşak karnında toplumsal dönüşüme ve tüm toplumun ve insanımızın kurtuluşuna katkı koyabilecektir. İşte, Yordam Kitap’ın anlık değil, uzun vadeli çabası sonunda oluşacak eser, insanımızın ve tüm insanlığın mutluluğuna katkı yapacaktır. Bu yürüyüşünde Yordam Kitap’ı candan kutlamak ve yollunda esenlikler dilemek sadece bir dost borcu değil, aynı zamanda da bir insanlık görevidir!

NOT: Bu yazı Günlük Evrensel Gazetesi'nden alınmıştır...

* Bu bir editöryal haberdir.

Önceki Haber Ölüm fabrikaları: Nazi Toplama Kampları...
Sonraki Haber Bu mücadele onları unutmayacak, unutturmayacak......
Benzer Haberler
Rastgele Oku