Eskişehir Odunpazarı Belediyesi'nin Porsuk kenarında düzenlediği bir sergide ve şiir Günü'nde Ali İsmail'e yazdığım bir şiirle olmam mutlu etti. Teşekkür ederim. Okumak isteyenler için şiirin tamamı şöyle:
RAHMİ EMEÇ yazdı...
ne çok eksiliyoruz diyen bir sesin peşindeyiz,
artık, yoklama defterinde eksik adımız,
anılar, arkadaş günlüğünde karanfil…
kan, avuçlarımızdan sızınca bir kentin sokağına,
her adım yokluğa açılıyor,
dönülmez bir derya deniz…
kendi ülkemizde,
düşman kalesindeyiz diyor sokağın sesi.
hadi, adımlayalım bu esareti!
ey, geride gülüşü kalmış çocuk,
senden sonra ölüm, bizim en acılı evimiz;
ve bu yüzden, kentin kapatılmıştır perdeleri…
şimdi, ben senin fotoğraflarına bakarken,
hep güzel sözcüklerin sesine büyürüm.
dağınık harfler dizerim yokluğuna…
sen hiç, çok sesli bir yalnızlık gördün mü?
ben gördüm, o genç ölümlerin ardından,
uzun yağmurlar yağdığında bir yaraya…
ey acı evinin gözlere düşmüş yası,
geldiğim yolun kalp büyümesi seninki,
ali İsmail’den önce ve sonra…
bütün iklimlerde, bütün iklimlerde,
zaman noktaya varmak üzereydi,
duydunuz mu, bir ölüm cümlesi son kez nefes aldı...
şimdi ben, içimin acıdığı yerdeyim.
bağışlanmış bir Haziran resmi kalsın dostlara,ömrün genç ikliminde büyüyen…
elleri, senin gençliğini kapatan adamlar,
sessiz olduğumuzu anlayınca,
harflerin sesini kısıp uzaklaştılar.
geride gülüşün kalmış çocuk
gittin ya, gençliğin inceliği kayboldu...
ve artık, senden sonra ölüm,
birlikte yürünmüş Eskişehir günlüğünde,
bizim en acılı evimizdir,
bizim en acılı evimizdir…
ey, bizim en acılı evimizdir diyorum.
vicdanın sesine sağır durmuş katiller!
ali ismail bizim en acılı evimizdir…
(Hasarlı tarih notları, sf. 36, öteki yayınevi)