Erdoğan’ın Amerika Gezisi...

Erdoğan’ın Amerika Gezisi...

Hasan BİLDİRİCİ yazdı...

Erdoğan'nın Amerika'ya doğru olan yolculuklarında hep sorunlar yaşanır. Yandan, ortadan, arkadan veya yukarıdan ABD başkanlarına yakın görüneyim derken ya inişte herhangi bir ABD yetkilisi karşılamaz, ya mikrofonu erken kapanır, ya çevri hatası olur, ya polis yolda çevirir ya da mutlaka aklınıza gelmeyecek başka terslikler olur. Yine oldu ve yine Türkiye tarafı bazı şeylere itiraz edince ABD dışişleri bakanı Rubio, Erdoğan'a okkalı bir laf yapıştırdı:

“Liderler istediklerini söyleyebilir ama günün sonunda bir çözüm gerektiğinde Beyaz Saray’a gelmek isterler. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu hafta Başkan’la görüşmek için Beyaz Saray’a geliyor. Hepsi Trump’la konuşmak, onun sorunu çözmesini istiyor. Gerçek şu ki, bugün bile devam eden toplantılarımız var ve liderler bu toplantıların bir parçası olmak için adeta yalvarıyor. ‘Bizi de dahil edin, beş dakika el sıkışma imkânı sağlayın’ diye arıyorlar” dedi...

Gel de şimdi bu lafın altından kalkın...

Varlığını, geleceğini, güvenliğini "Kürt anasını görmesin ve bu dünyada huzur görmesin"e armağan eden Türkiye'nin bu çilesi bitmez...

Düşünebiliyor musunuz, Türkiye olarak tehdit etmekten az bir şey Amerikalıların koruma altına aldığı Suriye Kürtlerinin haklarının kısıtlanması için Erdoğan Atlantik Okyanusu ötesindeki Amerikalılara gidip yalvarıyor. Bunun için gümrük vergilerini kaldırıyor, bazı özel madenlerini masaya sürüyor, Amerika'nın sadık müttefiki kalacağına dair Amerikan masasında Kuran üzerine yemin içiyor. Dünya problemlerinden geçinen Amerika başkanları mutlu:

"Türkiye iyidir, bizim sadık müttefikimizdir" diyor...

Türkler bir kez de: "Ya Kürtlerle sorunlarımı çözeyim, Amerika'yı kendime muhtaç hale getireyim" demiyor...

Türk milli savunma bakanlığı bugün bir açıklama yapmış, SDG Suriye ordusuna katılsın, yoksa...

Yoksa ne olacak? Kürtlere mi saldıracaksınız? Zaten yüz yıldır yaptığınız bu ve bu yüz yıl içinde milim yol alamadığınız gibi, bir Kürt sorununuz varken ikiye çıktı. En fazla saldırır biraz daha Kürt vurursunuz, sonra kulağınızdan tutup yerinize oturturlar. Kaldı kî Kürtlerin şeref ve onurlarıyla Suriye ordusunun bir parçası olmasını kabul etmiyorsunuz...

Amerika herkesi kendi istasyonunda indirip, el öptürüp gönderiyor. Çünkü Amerika zamanı arkasına almış, kullanırken onun bunun diline, inancına, kültürüne bakmıyor. Türkler hala Kürtler ne kadar Kürtçe konuşacak ona karar verememişler...

İnsan küçük düşünürse gittiği yerde de küçük görünür. Bütün dünya Türklerin Kürtlerle olan küçüklük kavgasını kullanıyor. Kürt sorunu üzerinden bütün devletler Türkiye'den nemalanıyor...

Dünya devletlerinin kavgasına bak, bir de Türkiye'nin Kürt ve kendi iç kavgalarına bakın. Dikkat ettim Colani Amerika'da Erdoğan'dan daha fazla ilgi gördü. 5 milyon Arabı içeriye alıp, öteki Arap radikallerine devlet kuran Erdoğan'ı Amerika azarladı...

Kürtlere karşı bir başarı da kazanamıyorlar. Kürt mutlu olmasın diye Türkiye'nin neyi var neyi yok bozuk para gibi harcadılar. Şimdi de birbirlerine düşmüşler. Bir tane mi akıllı adam çıkmaz? Çıkmıyor. Ceza kanununa göre 30 sene gibi ömürlük bir cezayı yatıp çıkması gereken Kürtler, 33 sene sonra serbest bırakıldıklarında CHP kıyameti kopardı...

Kürtlerin ve Türkiye'nin en dürüst ve temiz siyasetçilerinden biri olan Demirtaş neden hala içeride? Bu adam ne yaptı size, hangi suçu işledi? Ailecek toplanıp tezgâh atmakla adamı cezaevine koymakla kalmadınız, Avrupa mahkemelerinin serbest bırakma kararlarına da uymuyorsunuz...

Kürt söz konusu olunca hiç bir ulusal ve uluslararası hukuka uymuyorsunuz...

Sahi suçsuz Demirtaş'ı içeride tutmakla hangi duygularınızı tatmin ediyorsunuz?

Siz evlerinize gidip çoluk çocuğunuzla rahat bir akşam geçirirken Demirtaş'ı dört duvar arasında tutmak size hangi huzuru veriyor?

Önceki Haber YAKLAŞAN TEHLİKE...
Sonraki Haber "Zaten Yenilecekler..."
Benzer Haberler
Rastgele Oku