Bir kitap bir yazar...

Bir kitap bir yazar...

Ahmet ağabeyim benim için yazdı...

BİR KİTAP BİR YAZAR
Yazar: İrfan Erdoğan
Kitap: Bir Emekçinin Günlüğü

Başlıkta belirtildiği gibi güncelerden oluşmuş kitap; yazarın Almanya’da çalıştığı fabrikalardaki kişileri, ilişkileri, çelişkileri, doğru, sınıfsal bakış açılarının süzgecinden geçirilerek okura sunulmuş. Her ne kadar anı/ anlatı sunumuyla yayımlansa da kitap, anı öyküler tarzında, her sınıfsal kesimin okuyabileceği sadelikte. 
Kimi öyküsünün Evrensel’de yayımlandığını bildiğimiz yazarın öyküleri fabrika içinde, dışında, çoğunlukla mücadeleyi, ilişkileri anlatır, o ismini koymadan sınıf birliğine değinir, ayrımcılığa, ırkçılığa karşılığıyla konuları evrenselleşir. Kim yoktur ki anılarında; İzmirli Cemil, Alman Monika, Rus İgor, İspanyol Santıego, Haydar Amca...  Hepsini uyumuyla uyumsuzluğuyla, umutlarıyla hayal kırıklıklarıyla ele alır, üretimdeki yerlerine göre bazen sırt sırta, bazen düşüncelerindeki önyargılarıyla çelişkileriyle işler, tümünü bir, iki sayfalık anlatımlarına sığdırır. Özellikle okuma tembelliğinde, kendilerini anlatan, onlara sınıfsal bir bakış açısı sunan, anlaşılabilir üsluptaki bu kitabı Almanya’da Türkçe konuşan yüz binlerce emekçiye okutulması, ulaştırılması gereken öncel kitaplardan biri olarak düşünüyorum. Öyle sıkıcı, yalnızca kendi çevresinde alınan, belki de okunan ağır dilli, çokça da anlaşılması zor üslupta değil Bir Emekçinin Günlüğü. 
İrfan Erdoğan’ın hakkını teslim ettiği değerli Molla Demirel’le Aydın Çubukçu’nun teşvikleri gösteriyor ki, işçi sınıfı edebiyatı, içinden, onun örgütlenmesinden yeni bir yazar çıkaracak. Bunun ışıklarını görüyorum İrfan’ın 98 sayfalık kitabından. Elbette  yazar, ağırlıklı olarak sosyal ilişkilerdeki anlatımlarını yeni çalışmalarında, fabrikaların üretimdeki anlarına, yaptıkları işlere, makine işleyişlerinin, kazaların seslerine, patron, işçi, müdür, şef ilişkilerine, sendikalara, örgütlülüğün bilincine vardırabilecek deneyimde, birikimde. Olayları, kişileri, o andaki ortamı anlatımlarında, biz okurlarını öyküsünün içine daha girdirebilecek yeterlilikte. Bu ilk kitabı, okunabilirliğiyle konuları,  üretimin dışında sosyal, politik faaliyetinden tanıdığımız mizah gelişkinliği, gelen iyi bir yazarın işaretlerini veriyor. Fotoğraf makinesiyle bir kültürel etkinlikte, bir sınıf eyleminde gördüğümüz, tanıdığımız, özverili amatör bir muhabir  de olan İrfan, sevdiğimiz, saydığımız bizden, içimizden biri... Onun yaşadığı, yaşadıkları, henüz ilk kitabında kendini gösteren gözlem gücüyle birleşince yakında yeni kitaplarıyla tanışacağımız usta bir yazara hoş geldin dedirtiyor yazın dünyasına.

OKU... OKUT...

Ahmet Sefa…

Önceki Haber Yüzyıllar boyunca arka planda bırakılan kadınların sesi, bu kez tarihin merkezinde!
Sonraki Haber Çocuklar masallar ve yaşam...
Benzer Haberler