Nebat BÜKREK yazdı…
Herkes bizi kıskansa da, gitmek istediğimiz ülkelerin tüm kapıları sonuna kadar açılsa da, önümüze kırmızı halılar serilse, vize sorun olmaktan çıksa, hatta çiçeklerle karşılansak da yine de yurtdışında yaşamak kolay olmasa gerek!
Düşünsenize sağınızda, solunuzda, önünüzde, arkanızda size ve yaşamınıza özenerek bakan insanlar; ne de olsa kıskançlar(!) Aslında varsın kıskansınlar, dahası çatlasınlar diyesim var fakat bu kadar da kıskandırmak olmaz ki(!)
Toplumun üstyapı kurumlarından biri olan kıskançlık, felsefi, tarihi kökeninden bağımsız ele alınamaz. Özü özel mülkiyete, benlik ve sahip olma duygusuna dayanır…
Hiç de masum olmayan bu duygu rekabetçi ortamlarda güçlenir. Daha fazla üretim, kar hırsının sonuçlarından biri olan performans değerlendirmesinin sonucu olarak da çalışma arkadaşlarının önüne geçme, bilgi saklama, rakibe kötülük yapma, ayak kaydırmada gözü kararmaya kadar gidebilir. Kitabın içeriğine başlamadan önce kısaca yazarı tanıyacak olursak 1987 yılında Almanya’ya göç eden yazar 26 yıldır orada bir fabrikada işçi olarak çalışmakta. Kendini okuma ve yazma tutkunu olarak tanımlayan yazar işçiliğin yanı sıra kültür, sanat ve edebiyatla uğraşır. Bugünkü kitap okuma yolculuğumuzda İrfan Erdoğan’ın Kıskançlık adlı eseriyle rekabetçi duygularımızla yüzleşmeye…
Yok, zor ve yıpratıcı bir yolculuk değil bu; aksine gülümseten, düşündüren, öğreten, bir parça da kendimizle yüzleştiren bir okuma yolculuğu. Yazar, Almanya’da gözlemlediği, çevresinde ve çalışma yaşamında, fabrikada yaşadığı, içinde kıskançlık barındıran olayları akıcı bir şekilde kısa öykülerle aktarır; dahası olması gerekene de işaret eder. Hepsi birbirinden değerli öykülerden, özellikle Mustafa’nın Gazete Bayii, Doymaz Godfried, Yabancıysak İnsanız, Irkçı Hubert, Sevgili Anneciğim beni en fazla etkileyenlerdi…
İrfan Erdoğan bir işçi olarak dilini, kültürünü bilmediği bir ülkeye giderek yaşama tutunmakla kalmaz, yazarak çevresini aydınlatmayı kendine amaç edinir. Sanki yanı başımızda ya da karşıdaki sandalyede içten, samimi, sohbet edercesine sevdim yazarın kalemini; aramızda kalsın fakat sanki bir parça da kıskandım doğrusu onu(!)