Aslı Filiz bir Kürt sanatçı,çalışkan ve sanata gönül vermiş bir ressam. Onunla,sanat,çalışmaları ve yaşamı üzerine sayfamız "Okumadan Olmaz " için konuştuk...
RÖPORTAJ : İrfan ERDOĞAN...
[email protected]
İrfan ERDOĞAN : Sevgili Aslı adettendir onun için ben de bu adeti bozmadan sorayım. Okurlarımıza kendinizi kısa ve öz anlatır mısınız? Aslı Filiz kimdir?
Aslı FİLİZ : Bingöl’de Kürt bir ailenin çocuğu olarak doğdum. İstanbul Beykent Üniversitesi’nde grafik tasarım eğitimi aldıktan sonra Hamburg Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde öğrenimime devam ettim ve mezun oldum. Uzun yıllar grafik tasarım alanında çalıştıktan sonra odağımı resme, özellikle de kadınların kolektif hafızasına yönelttim. Sanatımda Mezopotamya kültürü, kadın mitolojileri ve halk motiflerinden besleniyorum. Kadınların sessizliğini, direnişini, kayıplarını ve umutlarını tuvale taşıyorum. Akrilik boya ile çalışıyorum ve geleneksel ile çağdaşı buluşturan bir anlatım dili kuruyorum. Kimlik, hafıza ve direniş, üretimimin temeli. Her eserimde kadının tarihsel yükünü görünür kılmaya, unutulanı hatırlatmaya çalışıyorum. Sanat aslında sadece bir ifade değil aynı zamanda bir hatırlama ve direnme biçimidir. Ben, güçlü ve pozitif bir anne tarafından büyütüldüm. Örnek aldığım ve güçlü gördüğüm ilk kadın annemdi. O güçlü ve pozitif duruşuyla hayatımda iz bırakan bir kadın oldu. Etrafımı gözlemleyen, sorgulayan ve itiraz eden bir çocuktum ve hala öyle. Şimdi de tüm yaşanmışlıklarımın birikimiyle, bugünkü ben olarak eserlerimi üretiyorum. Bu yolculukta şu an da beni en iyi anlayan ve en büyük destekçim olan kişi ise 15 yaşındaki oğlum Roni. O, benim en büyük enerji kaynağım...
İrfan ERDOĞAN : Resimle, yani sanatla ilişkiniz ne zaman,nerede ve nasıl başladı?
Aslı FİLİZ : Aslında çocukluğumdan beri resim ve grafiğe hep ilgiliydim. 25 yıldır da reklam ajanslarında grafik tasarım ve yaratıcı yönetmenlik yapıyorum, ayrıca illüstrasyon çizimleri de yapıyorum. Hamburg güzel sanatlarda yani öğrenciyken, profesörüm İngo Offermanns bir gün bana şöyle dedi: “Grafik çalışmaların çok sanatsal, bu bakış açını resim yaparak da denemelisin.” Bu cümle benim için bir dönüm noktasıydı. Yıllarca grafik tasarım alanında çalıştıktan sonra, bu içsel yönlendirme ve profesyonel teşvik beni tuvale taşıdı. Zamanla resim, sadece bir üretim alanı değil, kadınların kolektif hafızasına, sessizliğine, direnişine ve umutlarına açılan bir ifade biçimi hâline geldi...
İrfan ERDOĞAN : Resimlerinizi, yani sanatınızı icra ederken fırçayı elinize aldığınızda hangi duygular taşıyorsunuz, yani bir şaire lazım olan ilham sizin için de geçerli mi?
Aslı FİLİZ : Evet, tabiki.Bir şey beni etkilediğinde, sadece yüzeyde kalmıyorum. O konuyu araştırıyorum, kendime sorular soruyorum. Sonra çok yönlü bakmaya çalışıyorum. Önce konunun geneline, sonra toplumun bakış açısıyla, ardından da Aslı olarak kendi gözümle bakıyorum. Eğer eleştirel bir şey söylemek ya da susmuş olanı konuşturmak istiyorsam, ona göre zihnimde kurgu yaparım. Bu süreçte çok değer verdiğim arkadaşlarım var. Tarihçi, yazar, gazeteci, sanatçı onlara danışır, fikrin doğruluğunu sorgularım. Çünkü insanlara bir hafızayı aktaracaksam, bunun doğru kaynaklardan beslenmesi gerekir. Araştırma, sorgulama ve içsel bir süzgeçten geçtikten sonra fikrim netleşmeye başlar. Sonra yavaş yavaş kafamda hem renkler hem de çizmek istediğim şekiller oluşur. Ve artık tuvalin karşısındayım...
İrfan ERDOĞAN : Biliyorsunuz günümüzde çokça şiir yazan olduğu gibi eline fırça alıp resim yapmaya kalkan da çokça insan var. Durum böyle olunca ister istemez sanatta da işin ayırdına varmak lazım, diyorum. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Sanatçı kimdir? Kime sanatçı denir?
Aslı FİLİZ : Bence herkesin sanatla bir şekilde ilgilenmesi çok kıymetli. Çünkü sanat, insan ruhunu besleyen, iyileştiren, farkındalığı arttıran bir güçtür. Hepimizin iç dünyasında yaratıcı bir kıvılcım var ve bunu açığa çıkarmanın yolu çoğu zaman sanatla kurduğumuz bağdan geçer. Ama şunu da ayırt etmek gerekir. Her sanat yapan kişi sanatçı değildir. Sanat elbette herkes içindir, ama sanatçılık başka bir şeydir. Sanatçı, sadece üreten değil; aynı zamanda düşünen, sorgulayan, araştıran, derinleşen kişidir. İçsel bir dünya kurar, onu zamansız bir dile dönüştürür ve başkalarına aktarır. Bugün her alanda olduğu gibi sanatta da çok fazla ses var. Ama gerçekten güçlü olan, derdi, birikimi ve dili olan sanatçı bu vızıltılar arasından zaten sıyrılır. Kalıcı olan budur. Kendi sözünü bulan sanatçı, görünür hale gelir. Bence eğer herkes sanatla bir şekilde uğraşsa, dünya gerçekten çok daha güzel bir yerde olurdu. Ama sanatçılık, o uğraşının içinden süzülen derin bir yolculuktur hiç bitmez...
İrfan ERDOĞAN : Sizin de bildiğiniz gibi insanın gelişip yeteneklerini ortaya çıkarmasında resim sanatının önemi büyüktür. Bu konuda yeteneği olan veya gelecek nesillere neler söylemek istersiniz. Bir mesajınız var mı?
Aslı FİLİZ : Evet, çok iyi bilirim. Çünkü ben de bu yolculuktan geçtim ve hâlâ geçiyorum. Sanat bitmeyen bir arayış. Bu yolda ilerlemek isteyen gençlere ilk olarak şunu söylemek isterim. Öncelikle kendilerini dinlesinler. Kendilerine sorsunlar "Ben kimim? Ne çizmek istiyorum? Ne anlatmak istiyorum? Çizgilerle neyi yansıtmak ve nerede durmak istiyorum?"
Unutmamak gerekir ki, insanın yeteneğini ortaya çıkaran birçok etken vardır. Bu etkenler kişinin yaşam tercihleri, çevresi ve içinde bulunduğu toplumla şekillenir. Yani sanat yolculuğu sadece bireyin tercihleri ile şekillenmez, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir etkileşimdir de. Elbette ki yetenek önemlidir, ama yetenek tek başına yeterli değildir. Gerçek başarı, çokça okumaktan, derinlemesine araştırmaktan, sürekli soru sormaktan, eleştiriye açık olmaktan ve en önemlisi disiplinli bir çalışmadan geçer. Sanat bir ifade biçimi olduğu kadar, aynı zamanda emek ve sabır işidir. Bu yol uzun ama çok anlamlı. Gençler bu yolda kendilerini tanıdıkça, çizgileri de kendine ait bir dile dönüşecektir...
İrfan ERDOĞAN : Sevgili Aslı sorularımızı yanıtladığız için ve bundan sonraki çalışmalarınızda da her zaman yanınızda olduğumuzu bildirir sonsuz teşekkür ediyoruz...
Aslı FİLİZ : Değerli sorularınız için de ben size çok teşekkür ederim...