İrfan Erdoğan...
Onun gerçek adı Haydar Çopur idi ama onu tanıyan herkes ona Çopur abi,ya da Çopur baba derdi...
Halk arasında çopur "yüzünde çiçek hastalığından kalma çok sayıda küçük yara izleri bulunan kişi" anlamında ama Haydar abi'de bu söylenenlerin zerresi yoktu. Sadece soyadı Çopur olduğu için ona Çopur abi,ya da Çopur baba diye hitap ederdik o kadar...
Artık Haydar Çopur aramızdan ayrılarak sonsuzluğa gitti.Ardından ne desek boş. Aydın ÇUBUKÇU'nun deyişiyle "Biz ölüler için bir şey yapamayız" Ancak birşey anlatırken "ne söylesem bir eksik kalır"dediğimiz anlar olur ya işte Haydar abiyi anlatırken de onun için ne söylesek bir eksik kalır. O işçi ve emekçilerin mücadelesine gönül vermiş ve bu uğurda 85 yıllık koca bir ömür tüketmişti...
İyiden, doğrudan ve güzellikten yana ne varsa Haydar abide görebilirdiniz. Mesela onda haksızlığa karşı büyük bir öfke varken diğer yandan sokakta rastladığı sahipsiz bir kediye ağlayacak kadar insandı...
Haydar abi sevdiklerine, inandıklarına ve değer verdiklerini müthiş bağlıydı. Sonra yaşamında disiplinli, özenli verdiği sözde harfiyen duran yaptığı işi yüreğiyle yapan Ender insanlardandı. Onu tanımakla ne iyi etmişim diyorum çoğu zaman. Aslında Çopur abiyi birkaç kelimeyle anlatmak olası değil, ancak ona olan sevgi ve özlemimizi az da olsa gidermek istedim tabi...
Ben en iyisi Çopur abiyi büyük Kürt ozan Ahmed Arif'in dizeleriyle anlatayım daha iyi olur. Onu en iyi Ahmed Arif anlatır....
HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
"Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamlardan,
Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini..."
(Ahmed Arif...)