Hatırlamak, Unutmamak için...

Hatırlamak, Unutmamak için...

Hüsniye KILLI yazdı…

Bugün 24 Nisan 2025. Ermeni katliamının yıldönümü.Ben ve benim gibiler, bu coğrafyada yaşanan katliamların, sürgünlerin, kayıpların gölgesinde büyüdük. Biz, bu toprağın,susturulmuşların, yetimlerinin, köksüz bırakılmışlarının sessiz tanıklarıyız...

Tarih boyunca bitmedi bu acılar; farklı isimlerle, farklı suretlerle hep sürdü. Ama bugün bunlardan söz etmeyeceğim. Ne bugünün politik gündemlerine, ne de tartışmalarına gireceğim.Sadece bir çocuk geliyor aklıma.Ve o çocukla birlikte çocukluğumda dinlediğim bir hikâye...

Mala Mirce’den bir yetim. Adını, ya kimse bilmezdi ya da bilmek istemezdi, "yetime Male Mirce" derlermiş.Bize hep anlatılırdı. Kürecik’te  geçen bir hikâye bu.Bir gün köylüler, hayvanlara yem vermek için ahıra giderken, köşeye sinmiş, korkudan titreyen küçük bir çocuk bulurlar. Üstü başı toz içinde, gözleri donuk, yüreği paramparça. Alıp içeri getirirler, yıkarlar, doyururlar, üstüne temiz elbiseler giydirirler...

Daha bir kelime etmeden anlaşılır: Ermeni'dir. Kafileden kopmuş ya da kaçarken yolunu şaşırmış. Belki bir annenin elini bırakmak zorunda kalmış, belki de bir babanın omzundaki son nefesi görmüş bir çocuk.
Köylüler bilir onun kim olduğunu. Ama kimse yüksek sesle konuşmaz. Onu incitmeden, adını koymadan sahip çıkarlar...

Kendi çocuklarından ayırmazlar ama bir parça mesafeyi de hep korurlar. O çocuk ise her gece annesini özler, babasını özler, kardeşlerinin kokusunu arar yastığında. Gün gelir ozlem dayanılmaz hale gelir büyür. Ve bir gece, kimseye haber vermeden gider...

Ardında yalnızca bir boşluk ve bir merak bırakır: Nerelere gitti? Kimlerle karşılaştı? Ona ne yaptılar? Çok düşündüm.Ermeni olduğunu öğrenmek için donunu mu çektiler, sünnetli mi diye baktılar mı?

Kurda kuşa yemimi oldu, yoksa sevdiklerine mi kavuştu? Hiçbirini bilmiyorum. Ama yüreğim, onun huzurla kavuştuğu bir sona inanmak istiyor. Ermeni dendi mi hep bu çocuğun hikayesi gelir aklıma.O derin korku, o sessiz ağıt.Bu hikâye sadece bir tanesi. Nice benzeri anlatılırdı.Biz bu hikâyeleri dinleyerek büyüdük.Katliamları lanetledik, lanetliyoruz...

Ama tek bildiğim var: Zalimin zurnasına karşı susmamak gerek.Birlik olmak, kol kola girmek, sırt sırta vermek gerek.Zulmün topluluklar arasında ördüğü sahte ayrılıkları yıkmak gerek.İnsan olmanın en sade halini hatırlamak gerek...

Bugün aslında sadece Ermeni halkının değil,hepimizin yas günüdür.Sessizliğe gömülenlerin sesi olmak için,ses ver...

Husniye Killi
24 Nisan 2025

Önceki Haber İnkarın 110. yılı ve tarihsel sorumluluk...
Sonraki Haber DENİZ'İN GÖZLERİ...
Benzer Haberler