*Ali Rıza GELİRLİ yazdı…
En son kurulması gereken cümleyi daha başından kurayım: CHP bir ateşin içinde bu çok açık. Kuşkusuz ateş yakıtını, kurulmayan çalışılan yeni rejimin sahiplerinden alıyor. Diğer yandan parti içindeki kimi mahfiller de söz konusu ateşe odun taşımaktan geri durmuyor. Yangının faillerinden olan, partiyi yöneten heyet ile onlara muhalefet eden Kemal Kılçdaroğlu birbirlerine yönelttikleri -üstü kapalı- eleştirileri mahfuz tutarak “kan kusup kızılcık şerbeti içtim” deme noktasındalar kanımca…
Zira olay 38. Kurultayı da, Ekrem İmamoğlu’nu da aşan bir olaydır. Yeni rejim için tüm kurumları teslim alınmış/hizaya çekilmiş bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. Keza tüm kurumlar yeni rejimin ihtiyaçlarına göre yeniden düzenleniyor. CHP’yi burada eski rejimin son kalesi olarak görmek mümkündür. O halde onun da yeni rejimin çizdiği sınırların içine çekilmesi gerekiyor! Çünkü ona henüz tam olarak ayar veremiyorlar. Tüm sorun buradan çıkıyor. Bunun için CHP’nin kriminalize edilmesi gerekiyor. Ama daha önce "Kent Uzlaşısı"yla terörize etmeye çalıştılar. Kürtlerle girilen çözüm süreci nedeniyle burada ısrarlı davranamadılar. Zira o konuda inandırıcı olamayacaklarını gördüler. Artık 38. Kurultay da yaşananlar ve Ekrem İmamoğlu devreye sokulmalıydı. Öyle de oldu…
Bundan sonraki adımı –şayet yeni rejimin çizdiği sınırlar içine girmezse- CHP’yi demokratik sürecin dışına atmak olacaktır. Bu sadece CHP’ye saldırı değil demokratik sürece bir saldırıdır olacaktır. Çatışan partililerin süreci böyle kavramalarında sayılamayacak kadar çok fayda vardır…
Zaman, armudun sapı, üzümün çöpü deme zamanı değildir. Zaman "kan kusup kızılcık şerbeti içtim" deme zamanıdır CHP'liler açısından. Tüm bunları, parti içindeki taraflara olan eleştirilerimi mahfuz tutarak söylüyorum. Gün gelir devran döner, zaman fırsat verirse onları da söylemekten kaçınmam. Zira şimdi zaman o, zaman, devran o devran, gün o gün değil…
CHP’yi ateşe atan –sağdan, solda, orta yoldan- kimi gazeteci, akademisyen ve bilumum zevata da bir şeyler söylemek lazım ama şimdi sözler boğazımda düğüm düğüm…
CHP’li dostlara tavsiyede bulunmak haddim değil elbette. Beni bağışlasınlar. Onlar her şeyi çok biliyorlar zira! Ne var ki aynı ülkenin yurttaşıyız. Söylemesem ne gönlüm razı olurdu, ne vicdanım rahat bırakırdı beni…
*Yazar…