*Harun YİĞİT'ten...
(Ulusların kardeşliği ve emperyalizmin barış oyunları)
Bir çocuk ağlar,
Bir başka çocuk susar, çünkü sesi kesilmiştir.
Bayraklar dalgalanır, ama rüzgâr farklı esiyor,
Bir yanda özgürlük, bir yanda zincirle bezenmiş gülüşler...
Toprak aynı toprak, gök aynı gök,
Kanla sulanmış haritalar çizilirken.
Kardeşlik diyorlar, diplomatik tebessümlerle,
Oysa barış masasının altında silahlar saklanmış...
Biri elini uzatır, dostlukla;
Diğeri yumruğunu sıkar,
İkisinin avuçlarında saklı hesapları.
Barış şiirleri okunur,
Arka odalarda çıkarlar paylaşılırken...
Ey insanlık!
Ne zaman unuttun göz göze bakmayı,
Ne zaman öğrendin barışı pazarlıkla satmayı?
Kardeşlik bir oyun değil, bir özdür,
Ve öz, maskeyle değil, yürekle görünür...
Kardeşim diyorsan,
Onun acısını kendi acın bilmelisin.
Barış diyorsan,
Önce adaleti, sonra eşitliği istemelisin...
Çünkü gerçek barış,
Ne tankla gelir, ne anlaşmayla.
Gerçek barış,
Bir annenin gözyaşında,
Bir çocuğun gülüşünde,
Bir halkın özgür nefesinde saklıdır.
*Harun Yiğit (Kâmili)...
Şair, ressam ve yazar…