Bay bakanları takdimimdir...

Bay bakanları takdimimdir...

Dr. Kazım Doğan Eroğulları
[email protected]

Şöyle geriye dönüp baktığımda kimler geldi kimler geçti diye düşünürken, aklıma sağlığa ve hayata sağlıksız bakan Sağlık Bakanlarımız geldi. Onca yaşanmışlıklardan ve zorluklardan sonra, anılar yıllar içinde süzülüyor ve sonunda bir özüt kalıyor zihnimizde anılarımıza ve kişilere dair. Bugün ben de size bakanlarımızı takdim edeceğim aklımda kaldıkları halleriyle...

Doksanların sonu ve iki binli yılların başıydı. Sağlık bakanımız Osman Durmuş’tu ama kendisinin gafları durmuyordu. Tekirdağ’da ‘Sağlık hizmetleri ücretsiz olsun’ diyen vatandaşa, ‘Ücretsiz muayene istiyorsan Arnavutluk’a git ‘demişti. Depremde, barınma ve beslenme açısından olumsuz koşullarından dert yanan ve hastalanan yurttaşlara da ‘Ben meclis lojmanında kalıyorum ama benim oğlum da grip, doğal bunlar’ demişti...

Bir hastane ziyaretinde kaloriferlerin fazla yandığına kanaat getirerek, iki sağlık emekçisine beş dakika kaloriferi eliyle tutma cezasını verecek kadar devletini düşünen bakanımız, hastalığı nedeniyle devletin hastaneleri yerine özel hastaneye yatmıştı da o zamanın parası dört yüz milyon liralık fatura çıkarmıştı devlete...

Sonra Recep Akdağ oldu bakanımız. Hani ‘sağlıkta dönüşüm’ diye çıktığı yolda önce Sağlık Bakanlığını Menzil Bakanlığına dönüştüren, kendileri rantsal dönüşüm geçirirken, halkımızın payına hastalık ve ölüm düşüren bakanımız. Kendisine, geçinemediğini ve zam istediğini söyleyen görme engelli bir çalışana ‘Gözlerin görmediği halde seni işe almışız, daha ne istiyorsun ‘ diyecek kadar da lütufkârdı sağ olsun...

Mehmet Müezzinoğlu geldi sonra. Kamuoyunda yeni doğan çetesi diye adlandırılan rant çetesinin iş birliği yaptığı özel hastanelerden birinin sahibi olan bakanımız.Ondan da birkaç veciz şey kalmış zihnimde. İstiklalde yaşanan terör saldırısında ölen yabancı uyruklu insanlar için ‘Yabancı da olsa onlar da insan’ diyecek kadar geniş gönüllü bir insandı. Hele kadınlar için söylediği ve kadınların annelik dışında hiçbir kariyeri merkeze koymamalarını öğütleyen sözleri. Bir de kızlarına ‘Evlenmenin yaşı vardır, yirmi iki, yirmi üçe geldiğiniz zaman bulduğunuz birini getirin ve bu işi bitirin’ talimatı unutulmazlardandı...                        

Bir sonraki bakanımız efsane Fahrettin Koca idi. O, ne zaman ekrana çıksa korkuyla ölü ve yaralı sayısının açıklanışına daha doğrusu gizlenişine şahit olurduk.Pandemi döneminde her akşam, yaşadığımız kara tabloyu ‘Turkuaz tablo’ diye aktarırdı halka...

Türk Tabipleri Birliği olarak kamuoyuyla paylaştığımız gerçek hasta ve ölüm sayıları karşısında sıkışan bakan, tıp tarihine geçecek ‘Her vaka, hasta değildir’ cümlesini kuruvermişti. Pandemide yaklaşık üç yüz bin ölümü gizleyen bakanımız ‘Ölenler yaşlılar’ diyerek nasıl da yönetmişti süreci...

Şimdi de Kemal Memişoğlu dönemi. Aile hekimleri için, içinden matematik hocalarının bile çıkamayacağı maaş hesaplama formüllerinin yaratıcısı, eziyet yönetmeliği ile hem sağlık emekçilerine hem de yurttaşlara eziyet eden bakanımız...

Kendisi aynı zamanda yeni doğan rant çetesinin bebeklerimizin hayatıyla oynadığı dönemde İstanbul İl sağlık müdürüydü.Tabi ki ondan da güzel sözler kaldı dimağımızda. Hele ‘Eğer çocuğunuz yoksa sadece karı koca oluyorsunuz, aile değil sözleriyle renk kattı hayatımıza. Obeziteyle mücadele adına, yasal tartısıyla meydanlarda şişman avına çıkan bakanımızdan da beklentimiz büyük tabi ki...

Bakanlarımızı hatırladıkça ve gördükçe, benden bakan olmaz diyorum. Sizce de öyle değil mi sevgili dostlar. Sağlıkla kalın…

NOT : Bu yazı Doğu Postası adlı gazeteden alınmıştır…

Önceki Haber Mehmet Murat Çalık Adli Tıp Kurumu’nun Kararı Beklenmeksizin Tutukluluğu Kaldırılarak Acilen Tedavi Altına Alınmalıdır...
Benzer Haberler
Rastgele Oku