Sezai SARIOĞLU...
Temelinde özgürlük ve sahicilik olan ne çok şeyi özlüyorum...
Kucaklayınca ÖMÜRİLİK'lerine kadar içini hissettiğimiz insanları özlüyorum...
Bana bir cümle, bir şiir, bir şarkı, bir anlam öğretecek mânâ gönüllü insanları özlüyorum...
Bana çok bilmiş cevaplarla "cevap anahtarı" olmak yerine, meraklı ve alçakgönüllü sorular öğretecek insanları özlüyorum...
Tarihsel ve güncel sorunlar ortaya çıktığında, dilin mazgallarından kuru-sıkı ateş etmek yerine, soruna her yönüyle soğukkanlı bakarak nitelikli eleştiri yapan insanları özlüyorum...
Bunca yenilgi ve yanılgıdan sonra,
hâlâ devrimi ve devrimciliği kendisini temsil ettiğini iddia eden özel ve tüzel kişiler yerine, halklara ve birbirimize karşı mütevazi olan insanları özlüyorum...
Başımı omzuna koyacağım, sırtımı sırtına dayayacağım, aklını aklına, kalbini kalbine ilikleyeceğim, bunca yaştan sonra gönüllü çırakları olacağım insanları özlüyorum...
Onca derdin arasında omzum başımı özlemiş...
Hepsi bu...