AH ROJAVA...

AH ROJAVA...

Hasan BİLDİRİCİ yazdı...

Ah Rojava... Parçalanmış yetim Kürdistan'ın en yetim parçası. Dersim, Koçgiri, Zilan; ne çok Kürt yetimine sığınak oldu orası. Bir tren hattı vurup geçtiğinde bağrından; kol ve bacakları kopmuş kaçakçıya çıktı adı. Kendi topraklarının kaçakçıları, mayın tarlalarında güneş ve kan; bir mazot sobası ve üstünde kaynayan bir demlik kadar özgürlükleri yoktu...

Kaçak tütün ve kaçak çay; kaçak bile olmayan kimliksiz ceplerin tabakalarına uzanan ürkek parmakların kahır şarkılarını söylerdi yıllarca sınırlar...

Ta ötelerde, ötenin de ötesinde bir Ankara vardı; oradan alınırdı ölüm emirleri ve köhnemişlik yasaları. Ve yük trenleri geçerdi; ağır vagonlar, bir insan koşsa yetişirdi. Sadece topraklarının kaçağı Kūrtler yetişemezdi bu trene; tren onlarla dolamazdı...

Batmaya hazırlanan akşam güneşi kadar üzgünüm bazen. Kederli bir yalnızlık ve dehşet bir hesaplaşma hissi çöker omuzlarıma. Tam bu sırada karnımdan kurşunu yerim. Kurşunun acısını hissediyorsan yaşıyorsundur, hissetmiyorsan ölü...

Ölümün acısı yoktur; köleliğin ve korkaklığın acısı hiç dinmez. Ankara buyruğunu vermiş, Rojava yok demiş. Bir de seçim tezgahlamış bunun için, sadece İŞID'liler seçilecekmiş. O kadar mecburiymiş ki bu, Kürtler de bu mecburiyetin içine mecburen işeyip atmış...

İnsan bazen Rojava'da bir bozkır dikeni olmak istiyor; ay ışığında bir namlu, sevdiği için yollara düşmüş divane bir aşık olmak istiyor...

Fakat tarih bazen bir hūküm koyar önüne, yorgun ve umutsuz gecelerin bir vaktinde, adını anmayan komisyonların, dili anlaşılmaz halkı olarak ayaktasındır ve yürüyeceksin...

Çünkü orada, o mayınlı alanları vurup geçen hattın arkasında, isli bir demlik gibi mazot sobalarının arkasına sinmiş korkak hayatlar yok artık. Mayın tarlalarının kaçakçı yetimleri değiller. Orada anlamsız bir komisyonun dili yasak halkı da değil onlar...

Hayat bazen özgürlük için karından kurşun almaya ne çok değer. Ölümün acısı yoktur ve bir kişiliktir; fakat köleleğin ve esaretin acısı nesilden nesile geçer ve hiç dinmez...

Rojava'da nehirler ters akmayacak artık; Rojava'da esaret ve tutsaklık olmayacak...

Önceki Haber Yine de farklılıkları sevseler iyi olur...
Sonraki Haber Işığın peşinde bir ömür (Ali Şahabettin Aktaş)
Benzer Haberler
Rastgele Oku