Birol KESKİN'den tüm babalara...!
[email protected]
Fotoğraf : İrfan Erdoğan…
Hiç babanızın kokusunu hatırlar mısınız?
Hiç tüter mi burnunuzda o tanıdık koku?
Yıllar, mevsimler, hayatlar geçse de
bir an gelir — bir rüzgâr, bir gömlek, bir eski fotoğraf, belki izlediğiniz bir film —
ve o koku geri döner,
tam kalbinizin ta orta yerine...
O koku, heybetliydi, güçlüydü, yıkılmazdı,
sırtını dayadığın bir dağ gibiydi.
Dirayetli, mücadeleci, merhametliydi;
ama bazen de sert, sessiz, azarlayan otoriter bir sesti...
O koku; alın teriydi, sabırdı,
gecenin sessizliğinde tütmeye devam eden bir umut. Bir evin direği, bir çocuğun gururuydu...
Ve şimdi,
yıllar geçse de aradan,
bir an, bir nefes, bir anı yeter —
o koku yine gelir,
yüreği burkar, gözleri ıslatır,
ama aynı zamanda bir güç verir,
“ben buradaydım” der gibi...
Mümkün mü unutulması?
Değil elbet.
Bazı kokular, insanın çocukluğuna siner,
ve bir ömür kalır...
Ve şimdi belki de siz bir babasınızdır,
taşır mısınız o kokuyu geleceğe
bir çocuğun hafızasında yeniden filizlenmesi için?
* Bu bir editöryal haberdir.








