Sezai SARIOĞLU yazdı...
Fotoğraf : Sezai SARIOĞLU…
Başlamak için en iyi cümle;
"Bunca okumamaya nasıl vakit bulabiliyoruz."
Uzun yıllar önce, birkaç bin kişinin katıldığı bir kır etkinline gitmek için yola çıktık. Ormandaki bütün kuşları ve sesleri tanıyan, benim gördüğüm her şeyi bazen benden iyi sezip gören tuz-ekmek, siyaset-sanat arkadaşım etkinliğin en "mühim" misafirlerinden biriydi...
Fazla kitap sığsın diye parkalarımızın cebini büyüten, koşarken âşık olan, koşarken okuyan, "mübalağa cenk" ederken bile okumayı ihmal etmeyen kuşaktandık. Parmaklarını kitaplara benzettiğim kadim arkadaşım, parmaklarıyla okur, gözleriyle düşünürdü...
Dünyaya şarkılarla baktığımız, şiirlerle sağlamasını yaptığımız bir günde, muhabbet mahalline vardık...
Arkadaşım, ormanın ortasında kurulan kürsüden, kuşların bile alkışladığı konuşması bitirdikten sonra kitap standına yürümeye başladık. Ama ne mümkün? Yüzlerce kişinin yolumuzu keserek arkadaşımı kucaklayıp öpmesiyle yeni bir hikâye başladı. Bu kadarla kalsa iyi, yüzlerce insan, fotoğraf çektirmekle kalmayıp nicelikli ve nitelikli sevgi sözcükleriyle arkadaşımı "kutsadı!"
Hikâye bu kadarla da kalsa iyi... "Öpücüklerden yapılır insan" dizesi gereğince halkımız arkadaşımı öpücük yağmuruna tuttu. Sevgi gösterileriyle, öpücüklerle kesilen şatafatlı ve zahmetli bir yolculuktan sonra kitap mahalline vardık. Vardık varmasına da, standda neredeyse bir mevsim oturmamıza karşın, halkımız iki elin parmakları kadar kitap imzalatınca dertlendiğimizi bizden başka kimse fark etmedi. Üstüne üstlük, fotoğraf ve kucaklaşma sürdü...
Şiirlere ve şarkılara sığınmaktan başka çaremiz yoktu.İş başa düşmüştü, morali iyice bozulmasın inisiyatifi ele alıp arkadaşıma şiirler okudum. Sonra da nihavend makamındaki "Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben halime" şarkısını iki başımıza söyledik...
Sonrasında ne mi yaptık?
Kitapları "olay mahallinde" konumlanan halkımıza hediye bırakarak, "Ey tarih! Sen insanı kucaklayarak ve öperek mi ele verirsin!", diye söylenerek evlerimize döndük...
* Bu bir editöryal haberdir.








