Sezai SARIOĞLU yazdı...
Sanki kötü huylu rüzgâr çıktı
ve geçmişimizi silip götürdü!
Bir adımız vardı bizim devrimciydi…
Devrimlerle ve aşklarla adımız çıkmıştı…
Ân itibarıyla peş peşe üç soru yolumuzu kessin : Şimdi hayatın ve kendimizin neresindeyiz?
Geçmişimizi yolda görsek tanır mıyız?
Daha da fenası, geçmişimiz bizi yolda görse tanır mı?
Sorular da olmasa kimimiz var bizim, diyerek devam edelim : Geçmişi çağırıp sorsak, hatırlı hatıraların neresindeyiz?
Kitaplara, alıntılara, dipnotlara sorsak, kitapların hangi sayfasındayız?
Tarihe ve coğrafyaya sorsak, şimdi hangi Kaf Dağı'nın ardındayız?
Duvarlarda izleri yaşayan
duvar yazılarına sorsak,
şimdi duvarların ve yazıların neresindeyiz…
Nereye kaybolmuşsak
bulup buluşturup birbirimize sorsak;
şimdi Devrim’in neresindeyiz?
İtina ile soru sorulur, itina ile soruların izleri sürülür...