Ben mutluluğun fotoğrafını çektim...

Ben mutluluğun fotoğrafını çektim...

Cemal AKÇA yazdı…
[email protected]

Fotooğraf : Cemal AKÇA…

“Bana mutluluğun resmini yapabilir misin, Abidin?”

Nazım Hikmet’in bu unutulmaz sorusu, yıllardır sanatla uğraşanların hafızasında yankılanır durur...

Oysa o resim, koca tuvallerde, kat kat boya katmanlarında ya da yıllara yayılan hikâyelerde saklı değildir belki de.
Bazen bir tek karede gizlidir,
Bazen içten bir tebessümde,
Bazen de dört kadının kol kola verip dağların ortasında verdiği bir yaz molasında…

Bu yıl şans yanımdaydı.Doğu Anadolu’nun kalbinde, bahar dağlara bir başka geldi.
Gök bulutluydu ama iç açıcı, dağların zirvesi karla örtülüydü ama eteği çiçekle seriliydi.
Toprak uyanmış, yamaçlar çocukluğumdan kalma bir masal gibi rengârenk giyinmişti.
Morlar, sarılar, gelincik kırmızısı…
Tabiat ananın bu sene eli açık, gönlü genişti...

Makinem elimdeydi. Vadileri, dağların kıvrım kıvrım uzanan bedenini,çocuk gibi neşeli çiçekleri çekiyordum ki bir kareye denk geldim, işte o an zaman durdu...

Birden, şair Haydar Eroğlu’nun yıllar önce bir fotoğrafıma yazdığı o cümle geldi aklıma:
“Cemal, dağlar şiir açmış.”

Ve o şiirin ortasında,karşımda, yan yana, omuz omuza dört kadın…

Gözlerinin içinde parlayan güneş, yüzlerinde yılların olgunluğu,yüreklerinde ise anlatması zor ama hissetmesi kolay bir huzur.Kimi çiçekli yazmasıyla rüzgâra meydan okurcasına dimdik duruyordu.Kimi pembe yeleğiyle annenin sıcaklığını taşıyordu üstünde.Kimi gözlerinin içiyle gülüyordu, konuşmadan, sadece kalpten…

Arka planda, kartpostalı kıskandıracak güzellikte Tekelti dağı…

Göğe başını uzatmış bir bilge gibi, sessiz ama tanık her şeye.Dağın etekleri ise baharın sevinciyle sarhoş olmuş gibi, yeşilin her tonunu giymiş...

Deklanşöre bastım.Sanki o an, sadece ışığı değil, zamanın kendisini de dondurdum.
Nazım çıksa gelseydi karşıma ve sorsaydı yine : “Mutluluğun fotoğrafını çekebilirmisin ?” Hiç düşünmeden bu kareyi uzatırdım ona...

Çünkü mutluluk bazen sabah kahvesi kokusunda gizlidir belki,ya da kış günü bir tas sıcak çorbada…

Ama bazen de,dört kadının yürekten gülüşünde saklıdır.Hiçbir ressamın fırçasının boyayamayacağı kadar sahici,hiçbir şairin kelimelerle anlatamayacağı kadar sade...

O gün orada,
Dağların ortasında,
Bir avuç toprakla, bir tutam rüzgârla,
Ve dört ışık yürekli kadınla birlikte,
Ben mutluluğun fotoğrafını çektim...

Cemal T. Akça
Tuzluca / Ağabey Köyü
9 Haziran 2025
(Nazım’a ve Abidin Dino’ya selamla)

Önceki Haber “Sen ne düşünüyorsun?”
Sonraki Haber Ağrı dağının gölgesinde...
Benzer Haberler

Ağabey Leyleyi - 2

Cennetin Anahtarı...

“Sen ne düşünüyorsun?”

Rastgele Oku