Maarif-i Umumiye...

Maarif-i Umumiye...

Ârif Nacaroğlu yazdı...

Maarif-i Umumiye Nazırı Yusuf Tekin bir sabah, namazdan sonra önce sağa, sonra sola baktı, sonra karar verdi. Emri altındaki (?) okulları zaten daha önce iyi, çok iyi, kötü diye parçaladığından ama çok iyi dediği okulları henüz kendi kafası kadar akıllı öğretmenlerle dolduramadığından, kahvaltı öncesi bir liste hazırladı. Aslında liste kendi kadar akıllı sendika tarafından çoktan hazırlanmıştı. 13 Sevval 1446 sabahı hava serin, ortam uygundu. Mektep ve medreseler, rahlelerin önüne diz çökmüş, bağdaş kuranların muallim tarafından azarlandığı, olmazsa ince sopayla uyarıldığı güzel okulların hayali ile listeyi yayımladı. Birçok öğretmen matematiği, fiziği, kimyayı ve özellikle biyolojiyi daha iyi bildiklerinden malum sendikaya (?) üye olmadıkları için ortada kalmış, fiziği, kimyayı, matematiği ama en çok da biyolojiyi az seven kafalı açık gizli malum sendika üyeleri yerlerine doldurulmuştu...

Hadi diyelim öğretmenleri sizden yaptınız, öğrenciler ne olacak? Büyüdüklerinde (Zaten büyük olduklarını haklarına sahip çıkarak gösterdiler ama lafın gelişi) ne olacaklarına ilişkin umutları giderek azalan gençler ne olacak? Diyelim becerdiniz ve bütün gençleri imam yaptınız, popolarınıza layık gördüğünüz arabaları, uzay aracı kontrol cihazı gibi cep telefonlarınızı, ilaçlarınızı fizik, kimya ama en çok da biyoloji bilmeyen gençleriniz nasıl yapacak? Fizik, kimya, matematik ama en çok da biyoloji bilen genç kalmadığında diyelim hepsini polis, bekçi yaptığınız gençler kimi dövecek?

Nisanın ortası, dönemin ortası. Lise 3, lise 4 üniversite kazanma telaşında. Çoğu en iyi okulları sınavla kazanmışlar ve sınavla kazanılan en iyi üniversitelere gidecekler. Ama nazır ve nazır kadar akıllı diğer zevat için sıkıntı, en çok da biyoloji bilen bu gençlerin gittikleri en iyi üniversitelerde bunların aklının hayalinin alamayacağı işler, buluşlar yaparak Canan Dağdeviren gibi kötü örnek (?) olmaları. Rüyaları, kabusları, “Maazallah bilimin gücü mektep medreseye kilitlenmiş diğer çocuklar tarafından bir anlaşılırsa bizi kim nazır, baş nazır, kingeşçi, devletli yapar.”

Dünyayı tersine çeviremezsiniz. Akılla, bilimle girdiğiniz savaşı kazanma şansınız yok. Olsaydı, dünya halen düz veya öküzün boynuzunda, evren dünyanın etrafında dönüyor olurdu. Geleceği, bugün hırpaladığınız gençler size rağmen inşa edecek ve yaşayacak…

Benzer Haberler