Prof. Dr..Doğan GÖÇMEN yazdı...
Felsefe ile psikoloji bilinç ve düşünce ile ilgili, araştırma ve çalışma alanlarında kısmi örtüşme olduğu için, akademik disiplin olarak birbirine karıştırılır. Hatta sıklıkla felsefenin psikolojiye indirgenmeye çalışıldığına, felsefenin yaşam hakkının reddedildiğine bile tanık oluruz...
Fakat ne felsefe psikolojidir ne de psikoloji felsefedir. Her şeyden önce psikoloji doğabilimsel ve sosyobilimsel TİKEL bir bilimdir. Bilincin doğal ve toplumsal kökenini, madde-bilinç ilişkisini ve bilincin oluşumunu, nasıl şekillendiğini araştırır. Buna karşın felsefe hem tikel hem de EVRENSEL bir bilimdir. Felsefenin bilimler sistemi içinde kendine has tikel bir yeri ve yalnızca kendisini ilgilendiren problemleri vardır. Örneğin felsefe tarihinin veya mantığın ne olduğu ve nasıl mümkün olduğu sorusu, felsefenin sorusudur...
Herkes felsefe tarihine başvurur, mantığı kendi alanında uygular, ama mantığın problemleri ile yalnızca veya öncelikle filozoflar ilgilenir; felsefe tarihinin problemlerini yalnızca filozoflar inceler. Fakat filozofların geliştirdiği mantık kuramını tüm bilimler uygular...
Felsefe bu bakımdan tüm bilimlere kendilerini yöntemsel olarak kurmaları ve bir disiplin olarak örgütlemeleri için bir mantık kuramı sunar. Felsefenin tüm bilimlere sunmuş olduğu ve her bilimin kendisine uyarlamak zorunda olduğu kurucu ortak zemin felsefeyi evrensel bilim yapar.
Bu mantık kuramı aynı zamanda tüm bilimleri bir üniversite olarak biraraya getirir ve onları gerçeğin ve hakikatin bilimleri olarak örgütler...
Felsefenin bir mantık kuramı geliştiriyor olması, onu aynı zamanda psikolojiden ayırır. Psikoloji, bilincin kökenini ve oluşumunu genel olarak incelerken, doğru düşünme tarzını araştırırken, bir mantık bilimi geliştirmez, ama diğer bilimlerin de başvurduğu filozofun geliştirdiği mantık kuramına o da başvurur...
Bir mantık kuramı geliştirmek, düşünceyi nesnel geçerlilik ve tikele uyarlanması ve uygulanması bakımından inceleyen filozofun işidir. Psikolog filozofun geliştirdiği mantık kuramına hem disiplinini kurmak için hem de düşüncenin nesnel geçerlilik koşullarını öğrenmek için başvurur...
Psikolog, filozofun, felsefenin oluşum tarihi olarak sunduğu felsefe tarihine de düşüncenin tarihselliğini ve farklı düşünme tarzlarını düşünmede bir özgürlük olanağı olarak kavramak için başvurur. Fakat psikolog felsefe tarihi yazamaz. Bu onun araştırma, inceleme ve çalışma konusu değildir...
Felsefe ile psikolojinin örtüştüğü alan öncelikli olarak bilinç alanıdır. Bir empirik ve teorik ÖZNE bilimi olarak psikolojinin öncelikli konusu bilinçtir. Bir PRAKSİS bilimi olarak felsefe, algı, bilinç ve özbilinç konusunda psikolojinin ürettiği bilgiye başvurur. Fakat felsefe bu aşamada kalmaz.
Felsefe akıl kavramı çerçevesinde bilincin ve özbilincin sentezlendiği bir hakikat teorisi oluşturur. Praksis teorisi bu senteze dayanır. Bu nedenle psikolojiden farklı olarak felsefenin başlangıcında mantık ve sonunda tüm sistem dolayısıyla temellendirilmiş olarak ahlak vardır...
Felsefe ahlakı, ahlak çerçevesinde ise estetiği temellendirir. Bu nedenle felsefenin kapsamı bilinç ve özbilinç ile sınırlı değildir. Örneğin yapıcılık ve elektrikçilik gibi tüm zanaatlar ve mühendislikler bile ahlak kapsamına girdiği için felsefe dolayısıyla temellendirilmiştir...