Mafya Tramvayı Nasıl Çalmaya Kalktı - 1

Mafya Tramvayı Nasıl Çalmaya Kalktı - 1

*Cemal AKÇA yazdı...

[email protected]

Don Lorenzo, Roma’nın en ünlü mafya babasıydı. Saçlarının yarısı beyaz, yarısı jöleli; yüzünde hem bilgelik hem de garip bir karizma vardı. Her sabah kahvesine üç küp şeker atar, yanında da mutlaka bir kocaman sigara yakardı. O sabah gazeteyi açıp altın tramvayı görünce gözlerini kısmış, “İşte, torunlarıma miras bırakacağım eser bu olacak!” demişti...

Hemen sağ kolu Giovanni’yi çağırdı:
“Giovanni! Çocukları topla. Bu gece tramvayı çalıyoruz.”

Giovanni gözlerini açtı:
“Amca… Ama o tramvay raylara bağlı, nereye götüreceğiz?”

Don Lorenzo, yılların mafya babası ciddiyetiyle masaya yumruğunu vurdu:
“Sen benim kafamı mı karıştırmaya çalışıyorsun Giovanni? Altın tramvayı rayından söker, kamyona yükleriz. Altını hurdacıya satsak zaten üç kuşak rahat ederiz!”

Böylece plan yapılmaya başlandı. Mafyanın tüm elemanları bir depoda toplandı. Kimi pense getirdi, kimi matkap, kimi de “gerekirse rayları sökeriz” diye kazma kürek. İçlerinden en heveslisi küçük Tony’ydi; o da tramvayın orkestrasını çalmak için darbuka getirmişti...

O sırada prens ise okul yolunda yine keyifliydi.Tramvayın camından sarkıp arkadaşlarına “Buongiornooo!” diye el sallıyor, orkestra da arkadan “Çal bakalım Mehter’i!” diye gürlüyordu. Arkadaşları yavaş yavaş prensin karizmasına alışmış, artık gülmüyorlardı. Hatta aralarından bazıları gizliden gizliye “Keşke bizim de altın tramvayımız olsa…” diye iç geçiriyordu...

Gece yarısı geldiğinde mafya planı devreye soktu. Don Lorenzo, siyah fötr şapkasını kafasına taktı, takım elbisesini düzeltti ve fısıldadı: “Beyler… Bu gece altın raylar bizim olacak!”

Ama hesapta olmayan bir şey vardı: Tramvay sadece altın kaplama değildi, aynı zamanda Kraliçe tarafından gizlice korunuyordu. Vatmanın elindeki düdük aslında bir lazer silahıydı, orkestra üyeleri göründüğü kadar masum değildi; biri boks şampiyonu, biri kılıç ustası, diğeri de gizli bir casustu.

Mafya tramvayın yanına geldiğinde sessizliği birden bozan şey küçük Tony’nin yanlışlıkla darbukaya “güm!” diye vurması oldu. Bütün mahalle ayağa kalktı. Vatman ışıkları yaktı, orkestra savaş pozisyonu aldı...

Prens ise pijamalarıyla camdan kafasını uzattı ve masum bir ifadeyle sordu:
“Affedersiniz… Siz de mi tramvayla okula gitmek istiyorsunuz?”

Mafya dondu kaldı. Çünkü böyle bir soruyu hiç beklemiyorlardı. Arkası yarın...

*Fotoğraf sanatçısı Cemal T.Akça
2025

Önceki Haber Altın Tramvayın Sırları -1
Sonraki Haber Kofi ve 50+1’in Gizemi…
Benzer Haberler
Rastgele Oku