Hasan BİLDİRİCİ yazdı...
Biliyorum, canınız acıyor; İsrail'in Gazze'de öldürdüğü Filistinlilerin en az beş katı Kürt ve muhalif Türk devrimcisi öldürmüş devletin cumhurbaşkanı Erdoğan; İsrail-Filistin arasındaki savaşın durmasında garantör olmak için Mısır'daydı. Biliyorum canınız acıyor; benim yüreğim yanıyor...
En az 5 Gazze büyüklüğünde Kürt köy, kasaba ve şehirlerini yerle bir etmiş devletin başı Erdoğan, İsrail birlikleri Gazze'den çekilsin diye Mısır'daydı. Canınızın yandığını biliyorum; dünyada en fazla Kürt ve siyasi tutukluya sahip Türkiye'nin cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail cezaevlerindeki Filistinli tutsakların serbest bırakılması için imzaya hazırlanıyordu...
Kahredici bir hüzün ve keder çökecek sürgünlerin yüreğine.Terk etmek zorunda kaldığınız topraklarınızdan getirdiğiniz anılarınızın çocuk dalları kırılacak. Üşüyeceksiniz. Saklambaç ve çelik çomak oynadığınız sokakların o dehşet harableri arasında düş yolculuğu yaparken, Erdoğan'ın göçertilmiş Gazzelilerin geri dönüşü için uluslararası sözleşmelere imza attığını görecek ve aşırı sıkmaktan dişlerinizi inciteceksiniz...
Gazze'deki nüfusun on katı bir Kürt nüfusunun dilini meclis tutanaklarına "anlaşılmaz tuhaf sesler" olarak geçen ülkenin cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağı zirvede Netenyahu var diye pisti es geçerken; Mısır'daki uluslararası masanın bir benzerinin Türkiye için kurulmasını çok arzu edeceksiniz. Kürtlerin ve Türkiyeli muhaliflerin korunmaya çok ihtiyacının olduğunu biliyorum. Devlete karşı korunmaya ihtiyacımız var. Türkiye vatandaşlarının bir avuç talancıya hizmet eden devlete karşı korunmaya ihtiyacı var. Kürtlerin korunmaya ihtiyacı var. Her köşede kusma derecesinde dolu olan bir cezaevi var. Fabrikadan çok cezaevi...
Ben de çok acı çekiyorum. Bazen bu dünyadan bir an önce göçūp gidesim geliyor. Sadece MHP'li ve AKP'lilere diplomatik ve yeşil passport sağlayan ve sadece onları vatandaş olarak gören ülkemin yurt dışı konsolosluk veya elçiliklerinin bulunduğu sokaklardan geçmeye yüreğim el vermiyor. Bizlere terörist muamelesi çeken, AKP ve MHP'lilere her türlü kolaylığı sağlayan elçilik ve konsolusluk görüntüsü altındaki bu parti binalarının önünden geçerken sarsıntı geçiriyor, kendime gelmek için bir süre kaldırımda oturmak zorunda kalıyorum...
Milyonlarca insanın vatandaşlık haklarını engelleyen ve ülkenin yarısını mahkemelerde sanık haline getirmiş Erdoğan imzadayken, derin bir ıstırap içinde kıvrandığınızı biliyorum. Benim hakkımda 5 davası var...
Her şeyimizi gasp etmiş; yuvalarımızı dağıtmış; köylerimizi boşaltmış; bütün vatandaşlık olanaklarımızı elimizden almış; işkence etmiş, öldürmüş, sürmüş ülkeyi sadece AKP ve MHP'lilere hizmet eden bir çiftlik haline getirmiş bu adaletsiz iktidar ve düzene karşı uluslararası koruma talebinde bulunma hakkımız var. Vatandaşlar olarak Filistinlilerden daha berbat bir durumda tutulduğumuzu görmüyor musunuz?
Vatandaşlık haklarımızı eksiksiz kullanabilmek için; özgürlük ve adalet için; güven içinde huzurlu bir hayatımızın olabilmesi için; iş bulabilmek ve yarınından emin olabilmek için; kadınlı, erkekli ülkemizin en ücra köşelerinde korkusuz gezebilmek için AKP-MHP devletine karşı korunmaya ihtiyacımız var...
Anlıyor musunuz?
Hiç bir şey yapamıyorsanız; huzur, adalet, can güvenliği, ufak tefek mutluluklar arzulayan bu vatandaş çığlıklarımızı paylaşın; ses verin, yanı başınızdaki en yakın kişiye bu yaşadıklarımızın normal bir hayat olmadığını anlatın...
Zalimleri ve vatan yağmacılarını mutlak sona götürecek adalet ve özgürlük dalgasına bir damla suyla güç katın...
* Bu bir editöryal haberdir.








