Seyit ASLAN...*
Kocaeli Dilovası'nda parfüm deposu olarak işletilen yerin çalışma ruhsatı olup olmadığı belirsiz!
1.İlkel koşullarda çalışma düzeni!
2.Denetimsiz ve şikayet edilmiş!
3.Bitişik nizamda, yerleşim alanlarının ortasında parfüm üretim tesisi ve deposu nasıl olur?
4.Bu binaya hangi belediye hangi kriterlere dayanarak bina ruhsatı vermiştir?
5.Çalışma ruhsatı olmayan bir işletmede nasıl olur da işçilerin canı hiçe sayılarak denetimden yoksun bir şekilde üretim yaptırılabilir ve bu üretime göz yumulabilir?
Üstelik bu tür yanıcı ve parlayıcı kimyasalların bulunduğu tesislerde, “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik” açıktır:
a)Otomatik havalandırma ve yangın söndürme sistemi zorunludur...
b)Parlayıcı madde depoları, konut ve ticari alanlardan ayrı, izole bölgelerde kurulmalıdır...
Ancak Kocaeli Dilovası’nda 6 işçinin hayatını kaybettiği bu parfüm deposu, bu kuralları tamamen hiçe sayarak faaliyet göstermiştir. Yaşamını yitiren 6 kadından 3'ü çocuk. Hepsi yevmiyeci işçi, kayıtdışı bir biçimde çalışan işçilerin patlama yaşandığında kaçmaya fırsatları bile olmamış...
Bu çok açık bir cinayettir...
Dahası tesis CİMER’e defalarca şikayet edilmiş fakat işçilerin ölümünün önüne geçilmemiştir...
16 Aralık 2024 tarihli bir başvuruda şu ifadeler yer alıyor:
“İsmi ve levhası olmayan parfüm imalatı ve dolumu yapılan iş yerinde çocuk ve sigortasız işçiler çalışıyor.”
Tüm bu ihbarlara rağmen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (@csgbakanligi) Rehberlik ve Teftiş Kurulu ve SGK hiçbir denetim gerçekleştirmemiştir...
Binanın üst katında parfüm üretimi ve depolama, alt katında ise lazer kesim atölyesi bulunmaktadır...
Etrafı tamamen yerleşim yeriyle çevrili bir alanda bu üretim göz göre göre ölüm demektir...
Bu koşullarda bu tür bir yanıcı ve parlayıcı madde tesisine ruhsat verilmesi yasaktır...
Yasal olarak, ruhsatlandırma ve denetimden sorumlu kurumları bellidir:
a) İlçe Belediyesi (İmar ve Ruhsat Birimi)
b) İçişleri Bakanlığı (İtfaiye ve AFAD Koordinasyonu)
c) Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (Tehlikeli Madde Taşımacılığı Denetimi)
d) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (İş Sağlığı ve Güvenliği Denetimi)
Ancak bu kurumların hiçbirinin, idari yükümlülüklerini yerine getirmediği görülüyor...
Sonuç olarak önlenebilir bir iş cinayeti ile işçiler yaşamını yitirmiştir...
Göz göre göre işçilerin canını hiçe sayarak gelen ne fıtrat ne de kaderdir. Bu bir iş cinayetidir...
Dilovası’nda yaşanan iş cinayetinin sorumlusu en alt birimden başlayarak, denetlemeyen, yol veren, teşvik edenlerle birlikte saray düzenidir. Bu düzen işçilerin emekçilerin canına kast etmeye devam ediyor, çalışırken ölmekten kurtulmak için örgütlenelim, birlikte mücadele edelim...
*Seyit Aslan
Emek Partisi Genel Başkanı...
* Bu bir editöryal haberdir.








