Şimdi ne olacak?

Şimdi ne olacak?

Kamil Tekin SÜREK yazdı...
[email protected]

PKK 12. Kongresini yaparak kendini feshettiğini ve günümüz koşullarında silahlı mücadele yolunun gerekli olmadığını açıkladı. Fakat süreç hakkında bir şey söylemedi.

PKK, iktidarın satmaya çalıştığı gibi, koşulsuz teslim oluyormuş gibi açıklama yaptı.

İktidar da resmi açıklamalarında pazarlık olmadığını, PKK’nin feshedilmesine karşılık bir vaatlerinin olmadığını söylüyor. Fakat taraflar dolaylı olarak bir pazarlık olduğunu ve atılacak adımları duyuruyor.

Bu aşamada gelecekle ilgili yapılacaklar iktidar yandaşları tarafından birer birer açıklanıyor.

Nedir bunlar?

Önümüzdeki günlerde, bir iki yerde, muhtemelen Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi içinde PKK’nin silahlarını teslim töreni yapılacak. Örgütün üst düzey yöneticileri Norveç, Danimarka ve Güney Afrika’ya gidecek. Zaman içinde Mahmur vb. kamplarda yaşayan Kürtler Türkiye’ye gelecek. Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılacak, İmralı’da daha rahat koşullara kavuşacak. Sürecin yöneticilerinden biri olacağı için iletişim olanakları sağlanacak. Gelişmelere bakılarak yasal düzenlemeler yapılacak. Yasal düzenlemeler denilen şeyler kayyım uygulaması getiren OHAL düzenlemesinin kaldırılması, hasta mahpusların bırakılması, AYM ve AİHM kararlarının uygulanması, infaz düzenlemesi yapılarak kısmi af.  

Gelişmeler izlenerek gelecekte Kuzey Irak ve Suriye’den TSK’nin çekilmesi.

Meclise Erdoğan’ın yeniden aday olabileceği anayasa değişikliği getirilmesi.

DEM’in isim değiştirerek yeniden yapılanması DTK, HDK vb’nin feshedilmesi.

Suriye’deki YPG yapılanması, Şam yönetimiyle birlikte planlanacak, Suriyeli olmayan örgüt üyeleri sınır dışına çıkarılacak, kalanlar Suriye ordusuna katılacak.

Tabii bütün bunlar gerçekten yapılacaksa en az iki, üç senelik bir süreç öngörülüyor.

Bu program anlaşıldığı gibi bir demokratikleşme programı değil. AKP’nin 23 yıllık iktidar olma pratiğinde demokratikleşme konusunda hevesli olmadığını, demokratikleşiyormuş gibi yaparak çeşitli siyasi odaklarla pazarlık yaptığını biliyoruz. MHP’nin niteliği tartışılmaz. Demokrasi ile MHP yüz seksen derece farklı istikamettir.

Bu iki partinin ne kadar güvenilmez olduğu da malum. Bugün ak dediklerine yarın kara diyebilirler. Barış masalarını tekmeleyebilir, koalisyonları dağıtabilirler.

Dolayısıyla sızdırdıkları, yandaşları aracılığıyla kamuoyuna açıkladıkları programdan her an vazgeçebilirler. Bunun için bir provokasyon yeterlidir.

Barış ve demokratik hak ve özgürlüklerin elde edilmesi halkın birleşik mücadelesi ile mümkün olacaktır.

Önümüzdeki 15 gün içinde İstanbul’da HDK davaları var. Bakalım ne olacak?

Önceki Haber Kadın, Anne, Birey !
Benzer Haberler